HUKUK FELSEFESİNDE DEĞER RÖLATİVİZMİNE KARŞI
DEĞER OBJEKTİVİZMİ*
Vecdi ARAL
Gib deinem Leben
einen Sinn durch ein hohes Ideal! Leben ohne Ideal ist nur ein Vegetieren.
H. K.
Iranschaehr
(Yüksek bir
ideal ile yaşamına anlam ver!
İdealsiz yaşam, yalnızca bitkisel bir yaşamdır.)
PLAN:
I – Giriş; II – Değerlerin objektivitesinin temellendirilmesi; III – Değer
yaşamındaki görüş ayrılıkları ve bunun açıklanması; IV – Objektif değerlerin
bireysel ve toplumsal yaşamındaki önemi; V – Sonuç.
I – Giriş
1.
Duyarlığa ve bilince sahip olan insan, gerek kendini ve gerekse çevresini
tanımak, ona uymak ve onu değiştirmek üzere, bir takım davranışlarda bulunan
bir yaratıktır. Onun bu davranışları iki temel tutuma indirgenebilir: Bilme ve
değerlendirme.
İnsan
yaradılışı gereği, bilgi edinmek ister. Hiçbir öğrenim görmemiş insan dahi,
kendisine bilgisiz denilmesine kolaylıkla razı olmaz. Teknik ve uzmanlıkla
ilgili alanlara tüm yabancı olduğunu kabul etse bile, kendisinin hiç değilse
bir dünya görüşü olduğunu, onun da bazı şeyler bildiğini söyliyecektir; yoksa,
kendisini insan olmaktan çıkmış, insanlığını yitirmiş görürdü. Bu durum
gösteriyor ki, bilme (bilgi edinme) insanı insan yapan, onu diğer yaratıklardan
ayıran bir özelliktir.[1]